15 Kasım 2016 Salı

PİS BİR KONU; TUVALET TIKANMASI (2)

Tonoz çözüldü, Marmara'ya doğru yola çıkıldı. Zaten bu kısmı diğer yazıda anlatmıştık. Bozcaada'ya varıldı ve kısa kargaşadan sonra düzgün bir yerde baştan karayız ve artık dinlenebiliriz dedik. 2. gün yani yola çıktığımızın 3. günü, teknenin tuvaleti kullanılınca gerçeklerle bir kere daha yüzleşildi. İstanbul'da söküp iyice temizlediğimiz tuvalet yine ağzına kadar dolmuştu. Yolda gelirken vanasını açmıştık ama Bozcaada limanında elbette kapalıydı ve bir günde de dolması imkansızdı. Demek ki yolda boşalmamıştı. Boşalmama sebebi de yine bir tıkanıklıktı. Ve felaket başladı...
 
Artık yapıyı bildiğimiz için dalıp boşaltma deliğinden müdahale edebilirmiyiz diye bakalım dedik. İndiğimizde ne büyük hata yaptığımızı anladık. Sancak tarafında su kesiminin altında kalan boşaltma deliğinin etrafı, İstanbul'da tıkanıklığı giderebilir miyiz diye kullandığımız kimyasallardan ötürü mahvolmuştu. Yani, daha nerdeyse bir buçuk ay önce vurulan yeni zehirli boya adeta yanmış gibi simsiyah olmuş ve pütürlü bir yüzey halini almıştı. Yapacak bir şey yoktu. Deliğe bulabildiğimiz tel ve kablo gibi malzeme ile müdahale ettik. Ama, atık su deposu çıkışı tam vanaya girmeden önce bir 90'lik dirseğe bağlanıyor. Alttan sokulan tel bu dirseği geçemiyor ne yazık ki. Ya da biz geçiremedik. Daha kalın ve sağlam bir kılavız gibi bir şey lazımdı. Adadaki nalburlarda ise böyle bir şey satılmıyordu. Çaresizce uğraştık ama olmadı.
 
Yaklaşık 4 cm çapındaki çıkışın nasıl böyle tıkanabildiğini halen daha anlamış değiliz. Bütün yol boyunca ne yaptıysak da açılmadı. Tekrar bir kimyasal müdahale yapmak istemedik. Zehirliyi daha da bozacaktı yoksa. İstanbul'a kadar (nerdeyse 12 gün) tuvaleti hiç kullanmadık. Dikili'de atık çekme ekipmanı tabii ki yok. En yakın Ayvalık marinada olduğunu duyduk ama orası da uğramayı planlamadığımız bir yerdi.
 
Döndüğümüzde Cemal Kaptan yine müdahale etti. Çıkış yine tıkanmış ve taşlaşmış partiküller dökülmüş. Bu durumda akla gelen konular şunlar;
 
1- Pek çok yazıdan ve dostlarımızdan dinlediğimiz bu "klasik" tuvalet tıkanma vakası hemen herkesin başına geliyor. Daha güneyde gezen Kumçi teknesi sahibi Kenan Kaptan da aynı derdi her iki tuvaletinde de yaşamış. Buraya kadar tamam, tıkanabilir, doğal veya diğer nedenlerden dolayı ama bunun bir servis kolaylığının düşünülmesi gerekmez miydi? Tuvaletin atık su deposunun yeri çok kötü. Yukarıdan müdahale imkansız çünkü güverte flanşı da deponun tam üstünde değil ve 90 derecelik bir dirsekle bağlanıyor. Dolayısıyla oradan da tel vs sokup uğraşmak mümkün değil. Alttan müdahale için de banyo lavabosunun altında son derece kısıtlı bir alanda çalışabiliyorsun ve ortalığın da batması an meselesi.
2- Atık çektirecek yerler bir kaç tane olsa (mesela her yıl o kadar teknenin uğradığı Bozcaada veya Çanakkale marina gibi) bir ihtimal tıkanıklığı giderebilirdik. Bunun için de dostlarla da konuşurken şu fikir akla geldi; atık vakum yoluyla alındıktan sonra deşarj vanası açılıp denizden depo içine doğru temiz suyun ters yönde ve vakumun yaratacağı basınç ile girmesi belki de tıkanıklığı açabilir. Ama Kuzey Ege'de atık istasyonu nerdeyse yok...!!
3- Şöyle bir karar verdik; Bir dahaki karaya alışımızda tuvaletin boşaltma sistemini değiştireceğiz. Bu işlemin karada yapılması gerekiyor. Mevcut küresel vana da sökülüp değiştirilecek. Bahsettiğimiz dirsek kaldırılabiliyorsa kaldırılıp düz bir yol bağlantısı yapılmaya çalışılacak. Hatta çıkışa -eğer montaj güçlüğü olmazsa- bir de mecaratör takılıp, kendiliğinden boşalma yerine basınçla dışarıya atılabilmesi sağlanacak. Bunun için biraz çalışmak lazım çünkü pompanın monte edilmesi, elektrik bağlantısının sağlanması gibi sorunlar var. Ayrıca bu saydıklarımızın da kesin çözüm olup olmayacağının garantisi yok...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder