Ayvalık girişindeki işaretler.
Gayet kolayca geçişi bitirip Ayvalık açıklarına ulaştık. Gece Cunda Adası'nda balıkçı barınağına bağlanmayı düşünüyorduk. Mehmet Kaptan'dan (EROS Teknesi) ilgili kişinin bilgilerini alıp aradık. Gündüz tur teknelerinin kullandığı bağlama yerine bizim akşam 7:30'dan sonra gelmemizi istedi. Önce bir anlam veremedik. Olay sonradan anlaşıldı. Ayvalık'ta yüzme ve eğlence turu yapan günlük bir çok tekne var. Bunlar epey büyük, bir tanesinde 680 kişilik olduğu yazıyor hatta. Teknenin büyüklüğünü siz düşünün. Saat 12:30 gibi Ayvalık girişindeyken bunlar çıkış yapıyorlardı. Görünüşleri ilgimizi çekmişti. Genellikle gövdesi çelik, üst kısmı haşaptan yapılmış, biraz eski çağ kalyonlarını andıran (!) karma karışık bir yapı. Esas bu teknelerin geldikleri yerde nasıl bir gürültü kirliliği yarattığını ertesi gün ve sonraki günlerde daha iyi anlayacaktık.
Ayvalık'ta günlük tur tekneleri.
Bağlanma vaktine daha zaman olduğundan Cennet Koyu denen girişten sonra sancak tarafına dönülüp yaklaşık yarım mil gidildikten sonra gelinen ikinci koya gittik. Yemyeşil bir su, belli ki altı kumluk ve sazlık. Ayvalık'ın çılgın rüzgarı burada da esiyor ama durulmayacak gibi değil. saat 14 gibi demir attık. Yüzme ve yemek molası. Keyifler yerinde. Saat 19'da demir alıp bağlanacağımız yere doğru (Cunda'da) ilerlemeye başladık. Telefon ile aradığımız ilgili kişi, Cunda Adası'nda restoranların bitim yerinde yer alan çay bahçesinin önüne gelmemizi istedi. Tonoz yok. Demir atacağız. Daha önce Mehmet Kaptan uyarmıştı. Barınağın tam ortasında dipte zincir varmış. Zaten korunaklı bir yer de olduğundan kıyıdan yaklaşık 25 m. ileriye demir atıp gayet güzel bir şekilde kıçtan kara olduk. Tam bir çay bahçesinin önündeyiz. Oturanlar 5 m. ilerimizde. Onlar bizi biz onları seyrediyoruz. Yanımızda bu kalyon (1) vari tur teknelerinden biri. Gezmeye getirdiği yolcularını alıp gitmeye hazırlanıyor. Cumartesi ve Bayramın son günü. Cunda'da iğne atsan yere düşmez.
BORAL Cunda'da.
Yukardaki resimlerden kıyıdaki çay bahçesine yakınlığımız her halde anlaşılıyor. Burada belirtmeden geçemeyeceğiz; el yapımı pasarella çok işe yaradı. Ama küçük bir denge sorunu var. Daha doğrusu bize öyle geliyor. Dar olduğundan üzerine çıkıldığında ters dönecekmiş gibi algılanıyor. İstanbul'da döndüğümüzde karaya basan tarafa koyduğum tekerlekleri ek bir parça ile biraz açmak lazım. Neyse, akşam yemeği için bir lokanta bulalım dedik. Mümkün değil boş yer bulmak. 30 dk. kadar dolaşıp (insanlarla omuz-omuza sürüklenmek desek daha doğru) tekneye dönmeye karar verdik. Çay bahçesinde oturanlara karşı çilingiri kurduk. Neyseki bağlandığımız yerde su ve elektrik var. Sıkıntı yok, bir süre sonra herkes ortama alışıyor. Yeterince yorgunduk. Her ihtimal güvenlik için yatmadan kıç halatları biraz boşladık ve ırgatı çalıştırıp tekneyi açığa aldık. Artık kötü niyetli kişilerin tekneye çıkması çok kolay değil. Nitekim, gecenin geç saatlerinde sarhoş muhabbetleri ve bağırıp-çağırmalar arttı. İsabetli karar vermişiz.
Pazar günü kahvaltıyı Ayvalık tostu ile önünde bağlı olduğumuz çay bahçesinde yaptık. Buranın bir avantajı da hemen arkasında tuvalet var. Duşu zaten teknede yapıyoruz. Günlük elektrik-su dahil 75 TL alıyor kooperatif. Gazete faslından sonra saat 14'e kadar bulunduğumuz yerden ayrılmamız gerekiyor. Zira buraya tur tekneleri geliyormuş. Zaten biz de Ayvalık koylarını keşfetmeye gideceğiz. Ayrılmadan otopilot tamiri için Ahmet Usta'yı aradık. Çanakkale'deymiş. Pazartesi bakabileceğini söyledi. Biz de demir alıp yine geldiğimiz yerden körfezin dışına çıkıp yelken açtık kısa bir seyir ile Kara Ada'ya gittik. Demirimizi sakin ve adanın Ayvalık'a bakan korunaklı tarafına atıp keyif sürmeye başladık. Bilemedik ki bu keyif uzun sürmeyecek ve tur tekneleri avaz-avaz çalan bir müzik eşliğinde biri gelecek-biri gidecek. Sayelerinde bizim için bu yazın şarkısı "Angara'nın Bağları" oldu.
BORAL'ın pruvasında Kara Ada ve masmavi Ege suları.
Bunları saymazsak son derece keyifli bir gün geçirip akşam üzeri rüzgar artmaya başlayınca geri dönmeye başladık. Rüzgar çok uygundu. Cenova'yı açıp geniş apaz seyri ile neredeyse içeri kadar girecektik. Güney kardinal şamandırsının önünde yelkeni kapatıp motor seyrine geçtik.Yerimize bağlandık. Akşam Süper Kupa finalini seyrederek yemek yedik. Bayram bittiği için Ayvalık da boşalmıştı. Rahat yer bulduk. Gece yine tekneyi açıp yattık. Sabah ilk işimiz kahvaltıdan sonra Ahmet Usta'yı aramak oldu. Saat 15 için Setur Marina'da Opet iskelesinde sözleştik. Zaman az olduğundan Cennet koyuna gidip saat 14:30'a kadar yüzdük ve saat 15'de Setur Ayvalık Marina'nın girişine geldik. Telsizden (73. kanalı kullanıyorlar) giriş izni istedik. Sağolsunlar çok ilgilendiler. Opet iskelesine yanaştık. Gelmişken mazot da alalım dedik.
Ayvalık Setur Marina Yakıt iskelesinde ustaları beklerken.
Setur Marina'ya da ilk kez geliyoruz. Gelmişken bir gece kalalım dedik. Ertesi akşam için yer ayırttık. Bizim kayıtlarımız Yalova Setur Marina'ya sık gittiğimiz için orada var. Bize Yalova'da "sistemlerin merkezi olduğunu ve bir daha evrak vermeyeceğimizi" söylemişlerdi. Ama Ayvalık Setur'un bundan haberi yok (!). Neyse, bağlandığımız yerde 1 saate kadar ücretsiz kalabiliyoruz. Sonra her saat 15 € imiş. İşimiz kısa sürerse ne ala dedik. Vee ustalar geldi. Kısa bir uğraştan sonra motoru söktük. Manzara pek hoş değildi. Brakete motoru bağlayan meğer 4 vida varmış ve hepsi de yerinden çıkmış yada kırılmış. Ayrıca yataklarını da bozmuşlar. Usta, motoru ve braketi komple götürüp yeni diş açacağını söyledi. Biz de Marina'daki cafeye gidip yemek yedik.
Tamirat zamanı.
Yaklaşık 2 saat sonra geldiler. Sistemi yerine takıp denedik. Mükemmel olmuştu. Ücret olarak bize 250 TL'ye mal oldu ama değerdi. Marina'dan ayrılıp körfezde deneme seferi yaptık ve sırayla duşumuzu alıp saatin 19:30 olmasını bekledik ve Cunda'ya geri döndük. Bu sefer klasik bir Cunda meyhanesine gidip akşam yemeğimizi yedik.
Ayvalık'ta son günümüzde (Salı) hava daha sert, Cunda'dan teşekkür edip ayrılıp yine kanaldan geçip dışarı çıktık. Kara Ada'ya gidecektik ama hava sert, önceki durduğumuz yer biraz dalgalı, biz de geri dönüp çıkışın hemen ilerisinde sağda kuytu bir yer gördük. Bir-iki motelin de önü sayılır. Moteller ve duran tekneler olduğuna göre belki tur tekneleri buraya gelmez dedik. Ama akıntı çok kuvvetli. Demir 2 defa taradı. Sonunda 10-12m suya yaklaşık 50m zincir serip düzgün durabildik. Su bu bölgede çok soğuk. Kara Ada gibi değil. Bütün gün yüzüp kitap okuduk.
Dönüş zamanı yine cenova ile girişe kadar geldik sonra motor ve yine körfeze girince cenova açtık. Setur'un girişine yakın anons ettik. Önceden tonozlu bir yer olsun dememize rağmen bizi tam bir kafenin önüne aborda ettiler. Neyseki yerimiz güzel. Günlük 110 TL aldılar. Ayrıca evrakların kopyalarını tekrar çıkarttılar. Demek ki on-line bir merkezi sistemleri yokmuş..! Duş ve tekne temizliği faslından sonra. Havuzlukta bir şeyler atıştırıp yattık.
BORAL Ayvalık Setur Marina'da.
Sabah saat 8'de Ayvalığa veda edip Bozcaada'ya doğru dönüşe geçtik.