12 Ağustos 2012 Pazar

DİREĞİN TEPESİNDE ...(2)

Direk tepesine çıkmaktaki ikinci neden telsiz antenini kontrol etmekti. Teknenin telsizi geçen yıldan beri düzgün çalışmıyor yada en azından bize öyle geliyor. Çoğu çağrılarımız çağrı yaptığımız istasyonlar tarafından alınmıyor (en azından cevap alamayınca biz öyle sanıyoruz) veya cevabı almada zorluk yaşıyoruz. Özellikle açık deniz seyrinde bu durum çok sıkıntı yaratıyor ve tedirgin oluyoruz.
Bir kere hepimizin bildiği bazı kuralları hatırlatmak istiyoruz. Bazı amatör denizci arkadaşlarımız bunları bilmiyor olabilir:

1- Telsiz küçük teknelerde zorunluluk olmasa da bizce bir teknede mutlaka olmalı, Cep telefonlarına fazla güvenmemek lazım, bu arada açık deniz seyrinde cep telefonlarınızı bir su geçirmez kılıf içinde, tam şarjlı olarak bulundurmanız ve gece seyri ile fırtınalı havalarda mutlaka boynunuza asmanız tavsiye olunur,
2- Seyir sırasında mutlaka açık tutulmalı ve varsa "ikili izleme-dual watch" devreye alınıp 16 kanal mutlaka dinlenmeli, hele açık deniz seyrinde marina frekansında kalmanın hiç anlamı yoktur, zira tüm çağrılar 16. kanaldan yapılır,
3- Teknede telsiziniz varsa mutlaka Kısa Mesafe Telsiz ehliyeti (KMT) alın. Türk bayraklı tekne kullanan amatör denizciler için zorunluluktur,
4- Telsizinizi her seyir öncesi mutlaka kontrol edin, biz prensip olarak seyre çıkmadan mutlaka marinaya rotamız hakkında bilgi veririz. Aslında marinaların bir "log" defteri olmalı ve seyre çıkan teknelerin istikametleri kayıt altına alınmalı. Zira bir acil durumda sizi ve teknenizi nerede arayacağını kimse bilemez. Bu çok basit bir çağrı, hem de telsizi denemiş oluyoruz ve marina ofise gittiğimiz yeri bildiriyoruz. Aynı prensibi açık deniz seyrinde bağlandığımız balıkçı barınaklarında eğer bizi karşılayan-uğurlayan bir yetkili bulursak ona da bir sonraki rotamızı söyleyerek uyguluyoruz.
5- Kısa Mesafe Telsiz El Kitabı isimli bir kitap var, biz ondan çok şey öğrendik ve mutlaka teknede tutuyoruz.

Şimdi gelelim bizim telsize. Telsizi takılı olduğu yerden söktük, bağlantıları tamdı. Telsizde elektronik bir sıkıntı da görünmüyordu. Tek olasılık anteni ve kabloyu kontrol etmekti. Önce ICOM marka telsize servis verebilecek firmaları aradık. Aldığımız servis fiyatları çok uçuktu. Hatta direğe çıkılması gerekebileceğini söylediğimizde bunu yapamayacaklarını bile söylediler. Bu nasıl bir servis anlayışı bilemedik. Ya anten kırıldıysa, yeni anten için dünyanın parası isteniyor ama yerine takmaya gelince kimse yok.
Yine iş başa düştü, yukarı çıkmışken anteni de kontrol edelim dedik. Lamba ile işim bitince hemen yanındaki antene bir bakayım dedim. Anten sağlam, kablosu gayet güzel bağlı görünüyor ama ilk tespitim kablonun çok ince olması. Hiç hoşuma gitmedi. Ayrıca antenin kablo giren alt tarafı tamamen kapalı. İçinde bir kopma yada kötü kontak varsa görmek mümkün değil. Anten kablosu da direğin içinden aşağıya iniyor ve tamamen ankastre olarak telsizin konnektörüne bağlanıyor. Bu durumda direk tepesinde yapacak birşey yok. Ya anteni söküp her ihtimal yeni anten alıp değiştireceğiz ki o ince kablo ile bu işi yapsak bile faydası olacağına inanmıyoruz, yada komple kablo dahil bir yenileme yapacağız. Bu işi kısa zamanda halletmek mümkün değil. Seyirde sık-sık telsizi kontrol edip, mümkünse özellikle açık denizde uzaktan geçen tekne veya gemiler ile telsiz bağlantısı kurmaya çalışıp alış-veriş'te bir sıkıntı olup olmadığını gözleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder