Biz de öyle yaptık...
Bozcaada yine çok güzel. Bayram üstü olması nedeniyle epey kalabalıktı. Limanda tekneler için yer durumundan bahsetmiştik. Burası artık gerçekten küçük geliyor. Marmara'nın Ege'ye açılan bu kapısı, özellikle teknelerini İstanbul'da bırakan ve yazın güneye gitmek isteyen hemen herkesin ilk durağı. Özellikle uzun tatiller ve sezon başlarında yer bulmak büyük sorun. Bozcaada'ya girmek istemenin en önemli nedenlerini sayacak olursak;
1- İstanbul'dan çıkıp bizim gibi hiç durmadan Ege'ye çıkanların dinlenme yeri,
2- İkmal yapılacak Kuzey Ege'deki tek liman.
3- Sert Kuzey Ege rüzgarı aşağı inenleri de hırpalıyor ama esas yukarı çıkanları epey dövüyor. Burada dinlenmek, sert havanın biraz olsun azalmasını beklemek çok uygun oluyor,
4- Bozcaada gerçekten çok güzel bir yer, tatile başlarken iyi bir uğrak yeri ve dinlenme mekanı.
Bizce acilen bu yat limanının kapasitesinin arttırılması gerekli. Özellikle büyük motor-yat'lar da gelince kapasite iyice azalıyor. Kaldığımız ikinci gece bir çok tekne, giriş yapıp "yer yok" cevabıyla zor durumda kaldı. Zira yakıtı bitenler de vardı. Mecburen açıkta demirlediler.
Bir de yat limanının işletmecisi olan Bozcaada Belediyesi'nden bir ricamız var; Bu kadar giriş-çıkış yapılan bir yerde çalışan görevlilere acilen birer deniz telsizi verilmesi lazım. Bizler artık tecrübeli olduğumuzdan görevlilerin cep telefonlarını biliyor ve haberleşiyoruz ama bilmeyenler denizden karaya-karadan denize bağıra bağıra bir hal oluyorlar. Bir el telsizi çok yararlı olur.
İkinci günümüz de sakin ve dinlenerek geçti, ertesi sabah erkenden Babakale'ye doğru yola çıkacaktık. Çok geç olmadan yakıt-su gibi ihtiyaçları tamamlayıp, tekneyi yıkadık ve yattık. Ertesi gün güneye doğru yola devam edecektik.