Zaman geldi… Mayıs ayında yapılan bakım sonrası BORAL uzun
yolculuğa hazır. Yolculuk için bu yıl bayram tatilinden de yararlanma
niyetindeyiz. Bayram öncesi Cuma akşamüstü yola çıkmayı planladık. Hedefte gece
de yol alıp sabah Avşa’da bir gece kalmak var. Sonra rota Bozcaada. Ardından
Babakale ve çok methini duyduğumuz Bademli Kalem ve Garip adaları. 1 Temmuz Cuma saat 16’da pervane dönmeye başladı. Deniz her güney yolculuğumuzda olduğundan daha sakin. Arkamızdan gelen kuvvetli poyraz bu sene yok. Ama yine de akıntının da etkisi ile 7 kt
civarı bir hız ile Tuzladan Avşa’ya doğru devam ediyoruz.
Rotamız; doğrudan
açık deniz ve Marmara Adası’nın güneyinden geçip Avşa. Gece, sakin, birimiz
uyurken diğerimiz dümende. Gece çok karanlık, mehtap yok. Dolayısıyla çok
dikkatli olmak gerekiyor. Geçen gemilerin rotasını tahmin etmek hiç kolay
değil. Birden ani bir manevra ile sarsılıp uyanıyorum. Tam 180 derece dönüş.
Büyük bir şilep, gece karanlıkta seyrin ne kadar dikkat gerektiren bir iş
olduğunu bize bir kere daha hatırlatıyor. Ucuz atlatılmış bir olay…
Bu arada küçük bir not iletmekte fayda var: Avşa Adası'nı Ekinlik adasından ayıran boğaz oldukça tehlikelidir. Sığlıklar ile doludur. Bizim hedefimiz, Avşa'da Marmara'ya bakan tarafa bir kaç yıl önce yapılan ancak bildiğimiz kadarıyla henüz işletmesi olmayan yat limanına girmek. Bu nedenle Ekinlik ile Avşa arasındaki boğazdan geçmeyeceğiz. Ancak, sabah Avşa'dan ayrılıp Çanakkale Boğazı'na doğru yönelmek için bu geçidi kullanacağız. Haritalardan yararlanarak GPS'de en uygun ve güvenli rotayı oluşturduk. Hem de gündüz gözüyle geçeceğiz.
Sabahın ilk ışıkları ile Marmara adasının güneyinden Avşa’ya
doğru gidiyoruz. Ama tam Avşa için iskeleye doğru dönecekken aramızda Bozcaada
ve Ege’yi ne kadar özlediğimizi konuşup fikir değiştiriyoruz ve Avşa’ya
girmekten vaz geçip Çanakkale Boğazı’na yönleniyoruz. Deniz hala sakin ve öğlen
gibi Bolayır önlerinden boğaza giriyoruz. Cenova açık, akıntının da etkisi ile
hızımız yer yer 8,3 kt’a vuruyor. Sakin bir yolculuk sonrası Kilitbahir’i
arkamızda bırakıp Abide’ye doğru yaklaşıyoruz. Hazırlıklar tamam. Şehitlerimizi
Abide önünde korna çalıp marşlar eşliğinde saygı duruşu ile selamladıktan sonra
Ege’ye kavuşuyoruz.
Çanakkale Şehitler Abidesini Selamlarken...
Daha Ege sularına girer girmez kuzeyli sert hava etkisini
gösteriyor. 26 kt rüzgar var, Kumkale’yi geçip Bozcaada’ya dümen kırdığımızda
Cenova açık halde yer yer 8 kt’ı bulan bir hızla yol alıyoruz.
Bozcaada’ya yaklaşırken deniz iyice kükremiş durumda saat
20’ye geliyor. Telefon ile Bozcaada’daki liman görevlisi sevgili Şerif Ali’yi
arıyoruz. Bayram kalabalığı var ve yer hemen hemen hiç yok. Tek çare balık lokantalarının önü. Ama orası da çok dolu olduğundan yaklaşık 30
dakika alargada yer açılmasını bekliyoruz. Bir balıkçı kayığını biraz yana
çekip araya sığmaya çalışıyoruz. Bu sefer aborda olma şansı yok. Demir atıp
kıçtankara yapacağız. Zar zor bir balıkçı sandalının yanına giriyoruz. Demiri
atarken çok dikkat ediyoruz. Sancağımızda bir motor yat var, onun demiri ile
bir sorun olmaz ama iskele'de bağlı yelkenlinin zinciri bizim tarafa doğru
çapraz duruyor. Korka korka atıp giriyoruz. Şimdilik netayız. Duş ve
yorgunluğun atılması sonrası kısa bir şehir turu atıp tekneye dönüyoruz ve
yatıyoruz.